17 Şubat 2009 Salı

ALTIN ÇİLEK Physalis, İnka eriği, yerkirazı



2010 hasadın sonuna doğru Kasım'da topladığım Altın çilekler 1 tanesi ortalama 6-7 gıram arasında geldi.














































2008 Bilal karakaş İstanbul/şile oruçoğlu köyü


inka eriği(physalis)Orta Amerika ve Güney Amerikanın doğusunda doğal olarak yetişen küçük bir meyvedir. Bugün Afrika, Avustralya, Yeni Zelanda ve Hindistan başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde kültürü yapılmaktadır.İnka eriği çok yıllık ufak çalı formundadır. Kışın don olan yörelerde tek yıllık olarak yetiştirilir. Çabuk çimlenip büyüyen ve meyve yapan bir bitki olduğundan, ilkbahar başı çimlendirilen tohumlarından aynı yıl yazın meyve vermeye başlar.Don oluncaya kadar meyve vermeye devam eder. Meyveleri bilye büyüklüğünde yuvarlak ve dıştan ince zar şeklinde bir muhafaza ile örtülmüştür. Meyveler vitaminden zengindir, hoş bir kokusu vardır. Ham meyveler ekşidir, güneşte olgunlaştığında sarı turuncu renge dönerler ve tatlanırlar. Meyveleri doğrudan yendiği gibi, meyve salatalarına, dondurmaya, kek ve pastalara konulmakta ve reçeli yapılmaktadır.Kolombia da, idrar söktürücü ve astım hastalığında kullanılmaktadır.Phsalis, ortası kahverengi olan sarı çiçeklere sahip bir bitkidir. Aynı ismi taşıyan meyvesi ise olgunlaştıktan sonra sarımtrak rengini almaktadır.
faydaları:Phsalis'in, içerdiği keroten sayesinde serbest radikalleri etkisiz hale getirerek yaşlanmayı geciktirici etkisi bulunmaktadır. Cildi güneşin zararlı etkilerinden ve cilt kanserinden korumaya yardımcıdır. Ayrıca metabolizmayı hızlandırır, kan dolaşımını düzenler.
Nasıl ve Nerede Kullanacağız?İçerisindeki meyveyi ham olarak yiyebilirsiniz. Dekorasyon için kullanabileceğiniz gibi, meyve salatalarınıza ilave edebilir ya da reçelini yapabilirsiniz. Ayrıca çikolatayla mükemmel bir birliktelik sağlamaktadır.
Güney Amerika'da deri, şeker, kalp, verem ve idrar yolu hastalıklarında halk tarafından tedavi amacıyla sıkça başvurulan bir bitkidir. Güvey fenerinin sadece meyveleri değil aynı zamanda kökleri ve yeşil kısımları da bazı ilaçların yapımında kullanılmaktadır. Bitkinin köklerinde ve yeşil kısmında 8 ayrı alkoloid bulunur. Elde edilen alkoloidler, bitkisel kökenli ilaçların yapımında kullanılmak üzere sanayide değerlendirilirler. 100 gr’ında % 6 oranında şeker ihtiva eden meyvede, C vitamini portakaldan daha fazladır. Potasyum içeriği bakımından en zengin meyvedir.Yine önemli miktarlarda karoten (Vitamin A 9 ) ve vitamin B içerir. Özellikle daha olgun meyvelerin daha yüksek miktarlarda beta karoten konsantrasyonu ihtiva
ettiği bilinmektedir. Besin değerlerinin çok yüksek olması dolayısıyla özellikle okul öncesi çocukların beslenmesinde tavsiye edilir.
Bol idrar söktürür, kandaki ürik asidi atar. Böylece Gut ve Romatizmaya çok fayda verir .
Ürat ve oksalat taşlarını parçalayıp döker.
Karındaki suyu boşaltır.Karaciğer şişliğini giderir

Meyveler kaliks adı verilen doğal koruyucu kabuğu altında oldu-ğundan ve meyve içi bu yüzden görünmediğinden seçim kriteri çok basit bir yöntemle yapılır. Meyve basketi el ile tartılır.Şayet çok hafif ise meyve suyunu kaybetmiş demektir. Meyve yiyecek olgunluğa ulaştığında turuncu renkte iri bir kiraz görünümündedir. Kaliks ren-gindeki bir değişiklik olgunlaşma indikatörü değildir. Dışardan bakıldığında altın sarısı parlak renkli olanlar tercih edilmelidir.

Çok hassas bir meyve olmamakla beraber bütün taze meyveler gibi alındıktan sonra birkaç gün içersinde tüketilmesi tavsiye edilir. Buzdolabında 1 haftadan fazla bir süre tazeliğini korur. Yıkandıktan hemen sonra tüketilmelidir. Meyvenin kaliks’i çıkarılırsa dayanma süresinde azalma olacağından kaliks’le muhafaza edilmelidir.

besin değeri:Phsalis, C,B1,B2,B3,Keroten gibi bir takım vitamin ve mineraller açısından zengin bir meyvedir.



Devlet Bakanımız sayın Kürşad Tüzmen, Atakent beldesindeki Kapızlı Mahallesinde gerçekleştirilen yer kirazı tanıtım toplantısında, yer kirazı ile ilgili üretim fikrinin kasım ayında doğduğunu ve çok kısa sürede deneme üretiminin gerçekleştirildiğini söyledi.








Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) tarafından araştırılan Kleopatra nın Hazinesi (Physalis) adlı bitkinin başta kalp rahatsızlığı önlüyor.




Ve verem olmak üzere şeker, deri, idrar yolu gibi hastalıkların tedavisinde etkili olduğu açıklandı. Türkiye'de genellikle 'güvey feneri' olarak adlandırılan 'Kleopatra'nın Hazinesi' adlı bitkinin Avrupa ülkelerinde sarı fener, kibar fener, yer kirazı ve gelin feneri olarak bilindiğine dikkat çeken AKİB Genel Sekreteri Selami Gedik, "Bu isimleri almasının nedeni oldukça çekici bir yapıya sahip olan dış görüntüsüdür. Çiçekleri sarı renkli olan bitkinin meyveleri oldukça gösterişli taç yapraklar içinde yer alıyor. Meyveleri çepeçevre saran kaliks sararıp tül görüntüsünü alarak, fener izleniminivermektedir. Güvey feneri ismi buradan geliyor" dedi. Phaysalisin sürünücü rizomlu ve çok sayıda kökçükleri olan 30-60 cm boylarında, daha çok yer örtücü şeklinde, kışın kuruyan, ilkbaharda tekrar yerden çıkan mevsimlik dik gövdeli otsu bir bitki olduğunun altını çizen Gedik, yapraklarının saplı, 4-15 cm oval veya baklava dilimi şeklinde düzensiz, sivri uçlu, yaprak ayası çıplak olduğu bilgisini verdi. Orman içleri, akarsu kıyıları, kültür alanlarında çoğalma olanağı bulan bitkinin özellikle kireçli toprakları sevdiğini belirten Gedik, yarı güneşli vegölgeli ortamlarda iyi geliştiğini, aynı zamanda da yazın gelişimi için sulaması ancak topraktan suyun süzülmesinin şart olduğunu vurguladı. Gedik,


"Haziran-Temmuz aylarında açan beyaz renkli çiçekler, yaz sonuna doğru portakal rengi ya da mercan kırmızısına dönüşür. 2-3 santimlik kozalak gibi dilim dilim görünüşü aslında içinde bir sürpriz saklamaktadır. Çiçeğin dış kabuğu sonbaharda kurumaya başlar. Damar gibi ağ doku, yusyuvarlak portakal renkli bir tohumu adeta kafes içine alır. Bol aromalı, lezzetlive mayhoş bir tada sahip olan meyveler başlangıçta yeşil, daha sonra açık sarı, yenecek olgunluğa ulaştığında ise turuncu renkte iri bir kiraz görünümü alır" diye konuştu. Üretimi kolay olan 'Kleopatra'nın Hazinesi' adlı yabani bitkinin ilkbaharda taze sürgünler çıkarttığını ve sonbaharda dinlenme dönemine girerken kökten çoğaltılabileceğini, ılıman seralarda tohumundan üretebileceğini anlatan Gedik, bitkinin hasadının da Eylül-Ekim aylarında yapıldığını, bunun yanı sıra bitkinin uygun koşullarda çok yayılmacı bir yapıya sahip olması nedeniyle kimi bölgelerde zararlı ot olarak görüldüğüne dikkat çekti. Gedik, egzotik bir meyve olarak da öne çıkan Phaysalisin anavatanınınGüney Amerika olduğunu ve bugün dünya genelinde Kolombiya, Tayland, Peru, Kenya, Ekvator, Zambiya ve Zimbabwe'de yetiştirildiğini söyledi. Türkiye'de de kısmen üretilen bitkinin Akdeniz'e uyum sağlamasının yanında Karadeniz'de de yetişebileceğini kaydeden Gedik, "Yıllık ortalama 16 derece sıcaklığı, çok nadir don vakasına rastlanması, nisbi nemin yüzde 62 seviyelerinde olması, yılda ortalama bin 100 milimetre yağış alması, Manavgat Çayı gibi içerdiği mineral ve diğer bileşenlerle oldukça verimli bir su kaynağına sahip olması ve daha buna benzer sayılabilecek birçok avantajından dolayı Muğla'da bitkinin deneme üretimi yapılmıştır. Ancaküretim kalitesinde ve verimde istenilen seviyelere gelinemediğinden, pazarlama sıkıntıları yaşanmıştır. Bitki ülkemizde muhtelif zamanlarda Çukurova ve Ege'de yetiştirilmiştir. Ayrıca halen Karadeniz'de küçük çapta üretim yapan çiftçiler de vardır. Ülkemizin muhtelif bölgelerinde yapılan üretim çalışmaları incelendiğinde meyvenin özellikle kokusu ve aromasında istenilen seviyelere ulaşılamadığı ve bu nedenle yurtdışına pazarlanmasında başarısız bir sonuç ortaya çıkmıştır" diye konuştu. Kleopatra'nın Hazinesi'nin yurtiçinde çok fazla talebi olmamasına karşın özellikle lüks oteller ve lokantalar tarafından talep edildiğini, ancak söz konusu ihtiyacın da ithalat yoluyla karşılandığını ifade eden Selami Gedik, özellikle Kolombiya Ant Dağları'nda üretilen bitkinin meyvelerinin kendine has koku ve aroması olması dolayısı ile daha fazla rağbet gördüğünü, Peru ve Güney Afrika'nın da diğer önemli üretici ülkeler arasında yer aldığını belirtti. Gedik, bitkinin ithalatını yapan ülkelerin başındada Amerika ve Avrupa ülkelerinin yer aldığını, Türkiye'de de bitkinin üretiminin küçük çapta olması bunun yanında tat, koku ve aroma olarak istenilen seviyeye ulaşılamaması nedeniyle ithal edilen Physalis bitkisinin meyvesinin kilosu Türkiye'de 120 YTL'den satıldığına işaret etti. Meyveleri taze olarak ta tüketilebilen bitkinin kullanım alanı oldukça geniş olduğunu vurgulayan Gedik, sahip olduğu bol aroma ve mayhoş tadından dolayı meyvesi pastacılık, marmelat yapımında kullanıldığını, bunun yanında çiğ olarak tüketilebileceği gibi meyve salatalarında, tatlılarda, turtalarda da kullanıldığını anlattı. Gedik, son yıllarda Avrupa'da konferans ve iş toplantılarının ikram meyvesi olarak (Fondü) da popülerlik kazanan bitkinin ayrıca faydalarından dolayı çocukların beslenme çantalarındahaftada bir porsiyon mutlaka bulundurulması tavsiye edildiğini hatırlattı. Physalis bitkisinin meyvesinin aynı zamanda kurutularak da pazarlanabileceği bilgisini veren Gedik, ürünün taze olarak tüketilebildiği gibi aynı zamanda kuru olarak da tüketilebileceğini, bu özelliğiyle üreticilere avantaj sağladığını savundu. Gedik, "Günümüz peyzaj mimarisinde de kullanılabilecek özellikte bir bitkidir. Kurumuş çiçekler bitkinin en dibinden temizlenip, kış dekorasyonunda aranjmanlarda kullanılabilir. Physalis bitkisi, daima yeşil kalan; orman gülü, pitosporum, porsuk gibi bitkilerleberaber dikildiği zaman çok daha fazla görsellik sunar. Kök gelişimi az olduğu için büyümede sorun çıkartmaz" ifadesini kullandı. 'Kleopatra'nın Hazinesi'nin faydaları hakkında bilgiler de veren Selami Gedik, Güney Amerika'da deri, şeker, kalp, verem ve idrar yolu hastalıklarında halk tarafından tedavi amacıyla sıkça başvurulan bir bitki olduğunun altını çizdi. Bitkinin sadece meyvelerinin değil, aynı zamanda kökleri ve yeşil kısımlarının da bazı ilaçların yapımında kullanıldığını aktaran Gedik, bitkinin köklerinde ve yeşil kısmında 8 ayrı alkoloid bulunduğunu, elde edilen alkoloidlerin de bitkisel kökenli ilaçların yapımındakullanılmak üzere sanayide değerlendirildiğini söyledi. Gedik, açıklamasını şöyle sürdürdü:"Potasyum içeriği bakımından en zengin meyvedir. Yine önemli miktarlarda karoten (Vitamin A 9) ve vitamin B içerir. Özellikle daha olgun meyvelerin daha yüksek miktarlarda beta karoten ihtiva ettiği bilinmektedir. Besin değerlerinin çok yüksek olması dolayısıyla özellikle okul öncesi çocukların beslenmesinde tavsiye edilir. Physalis, içerdiği karoten sayesinde serbest radikalleri etkisiz hale getirerek yaşlanmayı geciktirici etki gösterir. Cildi güneşin zararlı etkilerinden ve cilt kanserinden korumayayardımcı olur. Ayrıca metabolizmayı hızlandırır, kan dolaşımını düzenler. Bol idrar söktürür, kandaki ürik asidi atar. Böylece gut ve romatizmaya çok fayda verir. Ürat ve oksalat taşlarını parçalayıp döker. Karındaki suyu boşaltır. Karaciğer şişliğini giderir."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder